19 Ocak 2010 Salı

ELLERİMİZ VE HAYATIMIZA KATTIKLARI ANLAM

Hayatımızın hiçbir evresinde var olan şeyler için tasa yapmayız. Var olan şeyleri yitirmeden değerini asla fark etmeyiz. Zaten hayatımızda buna benzer birçok şeyin değerini yitirmeden anlayabilmek bir erdem olsa gerek.

Bu sayfalardan sizlere daha önce burun estetiği, meme estetiği ve vücut estetikleri gibi birçok konuda bilgi vermeye çalıştım. Bunların yanında cilt kanserleri ile ilgili yazılarım oldu. Bu sayımızda ise sizlere Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Dalının içerisinde çok önemli bir yere sahip olan El Cerrahisinden bahsetmek istiyorum.

Hiç düşündünüz mü daha emeklerken kullandığımız ellerimiz öncelikle doğrulmamıza ve dik durmamıza yardımcı olarak daha hayatımızın başlangıcında bizler için ne kadar değerli olduklarını hissettiriyorlar aslında.. Onlarla yiyoruz, içiyoruz, onlarla iletişim kuruyoruz, yazıyoruz…

Hayatımızın her anında kullanıyoruz ve samimiyetle söylüyorum farkında olunmadan bu kadar çok kullanılan bu organımıza göre bir çok kişi beyinlerini daha az kullanmaktalar.. Bakınız ellerimiz o kadar değerli ki ilk aşkta, ilk dokunuşta parmak uçlarından kalkan his ta kalbimize kadar işler, kalp atışları öyle artar ki bu dokunuşun ardından sanki kalbimiz fırlayacak gibi olur…

Bunun yanında hayatımızın bu kadar içerisinde olan ve her an aktif olarak kullanılan ellerimiz de zamanla yıpranmakta ve hayatın yükü onlarda da tıpkı yüreklerimizdeki gibi derin izler bırakmaktadır.

Ben aşkıma dokunduğum da eğer onu hissedemezsem daha da kötüsü ona dokunamazsam hayatımın büyük bir anlamını yitirmiş olurum ya siz..?

Böylesine değerli bir organın varlığına karşın Tıp Dünyasının duyarsız kalması da elbette ki mümkün olamazdı.

Yıllar boyunca birçok cerrah eller üzerine çalışmalar yaptı ve ellerimizin tüm yapısı ve işleyişi kavrandı. Bugün ise çoğunlukla Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahların uygulamakta olduğu El Cerrahisi doğdu.

Peki El Cerrahisi nedir ve bizler bu konuda neler yaparız? Aslında birçoklarımızın bildiği ancak kendi başına gelmeden derman aramadığı birçok alan ile ilgilenir el cerrahları. Örneğin doğumsal el anomalileri olarak bildiğimiz sindaktili (el veya ayak parmaklarının yapışık olması-perde el) ve polidaktili(parmakların beşten fazla olması), daha nadir olarak ta sendromik veya ilaç kullanımına bağlı bitakım hastalıklar(Konstriktif Ring sendromu, Fokomeli vb.). İlerleyen yaşlarda biçok hastalığın yansıması ellerde ortaya çıkmakta. Bunların başında romatolojik hastalıklar ve şeker hastalığı gelmekte.. Doğaldır ki böylesine çok kullanılan bir organın başına yaralanmalar da daha sık gelecektir… Eğer kişi şanslı ise ve tüm bu olasılıklar başına gelmediyse günün sonunda ellerindeki kırışıklıklar her gün gözünün önünde olacak ve ona şöyle fısıldayacak ruhun genç, beynin genç , kıpır kıpırsın ama bizler yıprandık ve yaşlandık…

İşte tam da bu alarm zamanlarında deneyimli bir plastik cerrah devreye girer. El ameliyatlarında parmakların fonksiyonu ve duyusu bizler için önceliklidir. Örneğin altı parmaklı bir çocukta eğer siz yanlış parmağı ameliyat ile alır ve geride çalışmayan parmağı bırakırsanız bunun kişinin yaşamı üzerindeki etkisi feci olacaktır veya perde elli bir çocuğun parmaklarını ayırdıktan sonra parmaklarında deformiteler ve duyu kayıpları oluşursa bu çocuk bu yüzden ileride belki de pek çok şeyden mahrum kalacaktır.

Romatolojik hastalıklara bağlı (romatoid artirit vb.) ve Diabet hastalığındaki duyu kayıplarına bağlı olarakta elde bitakım deformiteler ve enfeksiyonlar gelişebilmektedir. Böyle durumların tedavilerinin zor olması nedeni ile öncelikle koruyucu tedbirlerin alınması gerekecektir. Örneğin diabet hastalarının şekerlerinin normal seviyelerde korunması ellerinin travmalardan uzak tutulması , ellerin nemli tutulup hijyenine dikkat edilmesi istenmeyen parmak kesilmelerinden kişiyi koruyacaktır. Romatolojik hastlıklarda ise parmakta hareketi sağlayan tendonların(kirişlerin) kılıflarında deformiteler gelişmeden iyi uyum sağlanacak ilaç tedavisi ve fizik tedavi uygulamaları parmaklarda istenmeyen şekil bozukluklarından kişiyi koruyacaktır.

Elin travmalarında ise (parmak kesilmeleri ve kopmaları, bilek kesileri , elin veya kolun tendon,sinir ve damar yaralanmaları) elin tüm yapılarına hakim olan tek cerrah tarafından müdahalenin yapılması önceliklidir. El cerrahisi yapacak kişilerin muhakkak mikrocerrahi deneyimine sahip olmaları gerekmektedir çünkü bir parmak kopmasında yapılacak olan damar ve sinir tamiri muhakkak mikroskop kullanımını gerektirecektir. El cerrahları elin kemik yapılarına ve kırıklarının tamirinde deneyime, damar ve sinir yapılarının yaralanmalarında atravmatik teknik ile mikrocerrahi deneyimine, tendon(kiriş) yaralanmalarında elin anatomisine ve fonksiyonel bilgilerine hakimdirler. El ameliyatları cerrahın deneyimi nekadar çok olursa olsun unutulmamalıdır ki neticeleri her zaman yüzde yüz başarılı olan ameliyatlar değildir. Bir kere hasarlanmış bir elin tekrar eski haline dönmesi maalesef ki çok zordur, bunedenle özellikle sanayi işçilerinin veya ülkemizde daha yoğun olan hayvancılık ve ziraat sektöründeki işçilerin koruyucu özel eldivenleri kullanmaları çok önemlidir.

Travmalara bağlı yaralanmalar yanında ülkemiz gibi güneş ışınlarının yoğun hissedildiği bölgelerde ellerde oluşan ve iyileşmeyen yaraların cilt kanserleri olabileceğinin unutulmaması çok önemlidir. Tırnaklar altında ben benzeri oluşabilecek renk değişikliklerinin de cilt kanserlerinde en ciddi olan malign melanomun bir başlangıcı olabileceği unutulmamalıdır. Tabi ki cilt kanserlerinin de oluşumundan sonra cerrahi tedavisi mümkündür ancak en azından 25 koruma faktörlü bir güneş koruyucunun devamlı kullanılması ve sigaranın hayatımızdan çıkarılması bu can sıkıcı rahatsızlığı bizden uzak tutacaktır.

Tüm bu hastalıkların dışında ellerin kişinin yaşını en fazla gösteren bölgeleri olması ve yüzü-gözü, burnu-poposu, karnı-memesi yapılı ancak elleri parşömen kağıdı gibi buruşmuş kişilerin ortaya çıkması ile estetik cerrahlar bu yöndeki çalışmalarını da yoğunlaştırdılar ve el gençleştirme ameliyatlarını uygulamaya başladılar. Böylelikle eller 15–20 yaş birden gençleştirilebilmeye başlandı.

Aslında elin yaşlanması vücudun diğer bölgeleri ile uyumlu ise çok dert olmuyor veya kişin diğer vücut bölgelerinde gençleştirmeye yönelik yapılmış estetik müdahaleler yoksa eller göze batmıyor ancak bunların tersi durumlar gerçekten rahatsız edici olabiliyor. Yaşlanmakla birlikte elin yağ dokusunda azalma, ciddi kırışıklıklar ve damarlarda belirginleşme ortaya çıkmakta.

Elde meydan gelen hacim kayıplarını hazır dolgu maddeleri veya vücudumuzun başka yerlerinden alınan yağ dokuları ile tamir etmekteyiz. Damarsal yapılardaki belirginleşmeler ise skleroterapi ve lazer gibi yöntemler ile yok edilmekte. Yaş ve güneş etkisi ile ortaya çıkan ciltteki kahverengi lekeler ise muayene sonucu derinliği değerlendirilerek değişik peeling veya lazer yöntemleri ile tedavi edilebilmekte.

Dokunduğunda hisseden ve hissettiren, yazdığında düşündüren, konuşmadan anlatabilen, sağlıklı ve genç ellere sahip olmanız dileğiyle..

Yaşamın Kendisi Kadın Dergisi Ocak 2010