Sağlıkta dönüşüm politikaları ile halkı galyana getiren
zihniyet acaba hastanelerde hastayı dikecek sütür materyali var mı cevap
verebiliyor mu? Sütür yok makas yok flaster yok ama hastanın şikayet edeceği
telefon hatlarında 24 saat çalışan memurlar mevcut. Bence doktorlarında 24 saat
arayıp istekte bulunabileceği bir hat gerekli.(Özlük hakları , emeklilik hakkı , performans değil hakettiğinin gerçek karşılığı, insani çalışma koşulları). Gerçi böyle bir hat olsa inanın
doktorlar (%80-90) aramaya tenezzül etmez ve zor koşullarda çalışmaya devam eder. Acil servislerde
doktor yok , doktor olan yerde malzeme yok ama şikayet edilebilmesi için
her yer yönlendirici afiş dolu…
Hastayı tedavi amaçlı yatırıyorsunuz ilaç serum tedavisini
başlıyorsunuz ama ilkokul tahsilli (tahsile değinmemde ki amaç hor görmek değil
hekim olmak için harcanan 20 yıllık eğitime dikkat çekmektir.) vatandaş sizi
telefonla benimle saatledir ilgilenmiyorlar durumum acil diye şikayet
edebiliyor. Kendi tanısını ve aciliyetini kendi belirliyor.
Dr: Beyefendi durumunuz acil değil ama bu ilaç tedavisi
ardından operasyon gerekecek öncelikle tedavinizi almalısınız.
Hasta : Ama ben biliyorum alt tarafı dikeceksiniz
(yıllarımızı vererek aldığımız eğitim boşa hasta tedaviyi çok iyi biliyor)
hemen dikin ben gezeyim sigara içeyim..
Dr: Hemen olmaz önce ilaç tedavisi ile doku hasarı oturana
kadar beklemelisiniz.
Hasta : Beni daha önce hiç bekletmediler hemen diktiler.
Dr: Bu durum farklı bu işin uzmanı benim..(yaralanmanın durumu hastaya detaylıca anlatılıyor)
Hasta : Peki ben hep yatmak zorunda mıyım gezip sigara içmek
istiyorum..
Dr : Burası hastane tedavi olmak istiyorsanız yatmalısınız..
Hasta : (sadece inanmaz, umursamaz bir bakış ve sırıtış)
Özet: Sigarasını içemeyen bilinçli ve eğitimli vatandaşa
tanınan sosyal hakla hasta arayıp şikayet edebiliyor ve 5 dakika sonra geri
dönüş alıyor. (aslında bakanlık adama çay ve sigara gönderse daha mutlu olacak
yara mara umurunda değil. )
Bazen olaylar böyle basit biterken bazen de yıllarını
çalışıp dişinden tırnağından artırarak çocuğunu gurbetlerde okutan bu yılları
hep bir umut, hasret ve özlemle geçiren zavallı doktor annelerinin evlatlarının
darp edildiğini hatta öldürüldüğünü öğrendikleri bir telefon ile bitebiliyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder